Boynun ön kısmında bulunan endokrin bir bez olan tiroid bezi, vücuttaki pek çok faaliyetin düzgün şekilde çalışabilmesi için bazı hormonlar salgılayarak bu hormonların kan dolaşımına girmesini ve hem doku hem de organlara etki göstermesini mümkün kılmaktadır. Salgıladığı tüm bu hormonlar neticesinde vücut metabolizmasını düzenleme görevini üstlenen tiroid bezinde çeşitli bozukluklar olması durumunda ise tiroid bezi hastalıkları dediğimiz birtakım rahatsızlıklar meydana gelmektedir. Tiroid bezi hastalıkları, tiroid kanseri gibi ciddi sorunların yanı sıra ilaç ile tedavisi iyileştirilebilecek rahatsızlıklara kadar ulaşabilen geniş bir yelpazede incelenebilmektedir. Bu hastalık türleri arasında toplumda en sık görüleni ise tiroid hormonunun düzenli üretilememesinden kaynaklanan guatr hastalığıdır.
İçindekiler
Guatr Nedir?
‘’Guatr nedir?’’ sorusunu yanıtlamadan önce bu hastalığın doğrudan tiroid bezleriyle alakalı olmasından ötürü, söz konusu salgı bezleri ile ilgili biraz daha detay verilebilmektedir. Her insanın vücudunda bulunan tiroid bezleri, 2 farklı hormonun yapımından görevli olarak bu hormonların kan dolaşımına girmesini sağlamaktadır. Söz konusu hormonlar, tiroksin ve tiriiyodotironin yani T4 ve T3 hormonları olarak bilinmektedir. Her iki hormon da vücut metabolizmasını düzenleyerek metabolizma hızını kontrol etmekle yetkilidir. Bu nedenle bu hormonların tiroit bezi tarafından çok aşırı miktarda salgılandığı durumlarda metabolizma fazlasıyla hızlanarak hipertiroidi hastalığını meydana getirmektedir. Tam tersi bir durumda yani olması gerekenden daha az miktarda hormon salgılanması halinde de hipotiroidi denen başka bir hastalık baş göstermektedir. Bu hastalık türleri ile beraber tiroid bezinin iltihap kapması nedeniyle normalden çok daha büyük bir hale gelmesine ise tıp dilindeguatr hastalığı adı verilmektedir.
Zehirli Guatr Nedir?
‘’Guatr hastalığı nedir?’’ sorusuna genel hatlarıyla bir tanım yaptıktan sonra yine çok merak edilen konulardan birisi olan zehirli guatr hakkında da bilgiler verilebilmektedir. Tıpta tiroid bezlerinin aşırı miktarda büyümesi guatr olarak nitelendirilirken bu bezlerin salgıladığı hormonun aşırı seviyede olması ise ‘’Zehirli guatr nedir?’’ sorusuna yanıt olarak verilebilmektedir. Zehirli guatr hastalığının vücudun yaşamsal fonksiyonları üzerinde negatif pek çok etkisi olduğu bilinmektedir. Bu hastalık ayrıca doktorlar tarafından iç guatr olarak da adlandırılmaktadır. Zehirli guatrın nedeni halen tam olarak kesin olmamakla birlikte yoğun ve ani stres altında kalanların vücutlarında bu rahatsızlığın tetiklendiği söylenebilmektedir. Çok miktarda iyotlu tuz tüketiminin de yine zehirli guatra neden olabileceği ifade edilebilmektedir.
Guatr Neden Olur?
Bugün pek çok kişinin aklına takılan konulardan birisi olan ‘’Guatr neden olur?’’ sorusuna kısa maddeler halinde açıklama yapabilmek mümkündür. Buna göre tiroid bezlerinin simetrik veya asimetrik olarak büyüyerek insan sağlığı için tehlike oluşturmasıyla meydana gelen guatr hastalığının nedenleri aşağıdaki gibidir:
Hipertiroidi: Vücutta hipertiroidi nedeniyle oluşan antikorlar tiroid bezlerinin aşırı miktarda hormon salgılamasına neden olurlar. Gerçekleşen bu yoğun salgı süreci sonrasında tiroid bezlerinde büyüme meydana gelebilmektedir.
Hipotiroidi: Tiroid bezlerinin hipotiroidi hastalığı nedeniyle salgılamaları gereken hormon miktarının azalması, bu bezlerin daha fazla hormon için vücut tarafından sürekli uyarılmalarına sebep olur. Bu uyarılmalar sonucunda da tiroid bezleri büyüyerek şişebilmektedir.
İyot Eksikliği: Hem vücut hem de tiroid bezlerinin düzgün şekilde çalışabilmesi için gerekli olan iyot mineralinin yeterli şekilde alınamaması, ‘’Guatr neden olur?’’ sorusuna verilebilecek başka bir yanıttır. İyot eksiliğinde oluşan guatr hastalığına endemik tanımlaması da yapılabilir çünkü bu hastalık bölgeye özgü olarak meydana gelmektedir. Türkiye’de iyot tüketiminin çok az seviyelerde olması, guatr hastalığının ülkemizde görülmesinin en önemli nedenlerindendir.
Gebelik: Hamilelik döneminde anne adaylarının artan hormon ihtiyacı, tiroid bezlerinin salgıladığı hormonların yeterli gelmemesine ve bu nedenle tiroid bezlerinin sürekli uyarılarak bir müddet sonra şişmelerine neden olabilmektedir.
Menopoz: Guatr hastalığının kadınlar açısından en çok görüldüğü dönemlerden birisi olan menopoz dönemi, çoğunlukla vücutta tiroid yetmezliğini meydana getirerek guatr oluşumuna sebebiyet vermektedir.
Radyasyon: Boyun ya da göğüs bölgelerinin radyoterapi ve benzeri şekillerde radyasyona maruz kalmaları tiroid bezlerinin şişmesi ve guatr hastalığının başlaması ile sonuçlanabilmektedir.
Sigara: Günümüzde yapılan pek çok araştırma sonucu, aşırı sigara tüketen kişilerde guatr hastalığının daha yaygın olduğunu göstermiştir. Bu nedenle sigaranın da guatr hastalığı nedenleri içerisinde bulunduğu söylenebilmektedir.
Nodüller: Bazı durumlarda tiroid bezleri nadiren de olsa vücuttaki nodüller sebebiyle de büyüyebilir. Böyle zamanlarda meydana gelen guatr hastalığına nodüler guatr adı verilmektedir.
Tiroid Kanseri: Tehlikeli kanser türlerinden birisi olan tiroid kanseri, tiroid bezinde şişlik meydana getirmekte ve guatr hastalığına sebep olabilmektedir.
Tiroid Bezi İltihaplanması: Tiroid bezlerinin iltihap kapması ve buna bağlı olarak salgı bezlerinin büyümesi de ‘’Guatr neden olur?’’ sorusu için başka bir cevap niteliğindedir.
Guatr Belirtileri
Guatr hastalığı belirtileri, çoğu durumda dışarıdan gözle fark edilebilecek boyutlardadır. Bu nedenle pek çok hasta ilk guatr belirtilerini boyun bölgelerinde meydana gelen bariz şişlikler ile fark edebilmektedir. Boyunda oluşan şişlik dışında guatr baş ağrısı veya sebepsiz kaşıntılar ile de kendini gösterebilmektedir.
Guatr belirtileri arasında en belirgini olan boyundaki şişlik, sadece bir bölgede olabileceği gibi boynun her iki yanında da gözlemlenebilir. Cilt yüzeyinde fazlasıyla belirgin olan bu şişlikler traş esnasında ya da makyaj sırasında kolaylıkla anlaşılabilir. Guatr hastalığından ötürü oluşan şişlikler, ufak boyutlarda olabilmelerinin yanı sıra boynun alt kısımlarını tamamen kaplayacak kadar da büyüyebilmektedir.
Guatr hastalığına yakalanan bazı kişilerde aşırı şekilde büyüyen tiroid bezleri soluk borusuna baskı yapmaya başlayabilir ve bu durum hastaların nefes almasını da fazlasıyla güçleştirebilir. Şişen bezler nedeniyle oluşan bu baskı, nefes alıp verirken hırıltılı sesler çıkarma ya da yutkunmada zorlanma gibi farklı guatr belirtilerini meydana getirebilir.
Şişen tiroid bezlerinin boyun bölgesindeki damarlara baskı yapmaları sonucunda buradaki kan akışının azaldığı bilinmektedir. Kan akışının azalması ise hastalarda sık sık baş dönmesi yaşanmasına sebebiyet verdiği için guatr hastalığının ayırt edici diğer belirtilerindendir.
Tüm bunların dışında guatr hastalığı belirtileri arasında kalp çarpıntısı, gözlerde şişme ve dışarı fırlama, şiddetli ishal ve titreme sorunları bulunabilmektedir. Ayrıca bazı hastalarda mide bulantısını takiben kusma veya terleme problemleri de baş gösterebilmektedir.
Guatr Tedavisi
Guatr tedavisi için genellikle tiroid bezlerinin ne kadar büyüdüğüne ve salgılanan tiroid hormonlarının seviyesine bakılarak çeşitli teknikler uygulanabilmektedir. Bu tedavi yöntemlerinin pek çoğu, hormon tedavisi üzerinden tiroid bezlerini olmaları gereken büyüklüğe getirebilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir.
Guatr hastalığı tedavisi amacıyla hastalara sık sık hormon ilaçları verilirken, iyot eksikliğinden oluşan guatr probleminde ise hem iyot hem de potasyum takviyesi yapıldığı bilinmektedir. Bazı hastalarda tiroid bezlerini küçültebilmek amacıyla radyoaktif iyot tedavileri de uygulanabilmektedir. Radyoaktif iyot tedavileri genelde tiroid bezlerinin çok miktarda hormon ürettiği guatr hastalıklarında tercih edilmektedir.
İlaç ve hormonlar ile küçültülemeyen ileri seviye guatr hastalıklarında ise tiroidektomi ismiyle de bilinen guatr ameliyatı yöntemine başvurulmaktadır.
Guatr Ameliyatı
İleri derecede guatra yakalanan ve iyileştirilemeyen hastalarda uygulanan guatr ameliyatı, genel anestezi altında yapılmaktadır. Ortalama 90 ila 120 dakika kadar sürebilen bu ameliyat sonrasında hastaların ameliyat oldukları yerde en az 1 gün istirahat etmeleri gerekmektedir.
Boynun ön kısmına 5-7 santimetrelik bir yatay kesi yapılması ile gerçekleştirilen guatr ameliyatı, bu bölgede şişmiş halde bulunan bezin bir kısmının ya da tamamının çıkarılması ile sonuçlandırılır.
Doğru şekillerde uygulanan ve hatasız tamamlanan guatr ameliyatı sonrasında hastalarda etkili bir tedavi sonucu elde edilebilmektedir. Fakat tiroid bezinin bir bölümünün alındığı guatr ameliyatlarında nadiren de olsa ilerleyen yıllarda kalan bezin yeniden şişmesi gibi durumlar gözlemlenebilmektedir. Şişen tiroid bezlerinin hastalardan tamamen çıkartıldığı ameliyatlarda ise hastalık bir daha asla tekrar etmeyecek olsa da bu hastalar ömür boyu tablet ilaç kullanmak zorunda kalmaktadır.
Last Updated on 5 Mayıs 2022 by Saglikloji